Haber

Bakan Özhaseki: Yaşadığımız coğrafyanın durumunu bilerek hareket etmeliyiz

ÇEVRE Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Türkiye’nin bir şok ülkesi olduğunu belirterek, “Yaşadığımız coğrafyanın durumunu bilerek hareket etmeliyiz. Yaptığımız işi aşağıdaki hareketleri unutmadan yapmalıyız. Akıllıyız, sonrasında diz çökmenin bir manası yok.”Başlangıçta önlem alacağız, doğru işleri yapacağız ve burada rahat edeceğiz. Olmazsak Allah korusun, onlara çok pişman oluruz” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Binali Yıldırım ile birlikte Erzincan’a gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Yıldırım Akbulut Havalimanı’nda Vali Hamza Aydoğdu, AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman, Belediye Başkanı Bekir Aksun ve partililer tarafından karşılandı. Valilik, kentsel dönüşüm projesi, Vasgirt Deresi Millet Bahçesi ve Erzincan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nü ziyaret eden Özhaseki ve Yıldırım, Katı Atık Transfer Merkezi temelinin atılması, Katı Atık Transfer Merkezi’nin açılışı ve anahtar ve tapu teslim törenleri Kızılay Hocabey Mahallesi TOKİ Konutları’nda gerçekleştirilecek. Tören alanına gitti.

Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu hatırlatan Bakan Özhaseki, “Kimseyi korkutmak için söylemiyoruz, zaten böyle bir sorunumuz olamaz. Dünyada deprem riskini taşıyan 5 ülkeden biri olarak biliniyor. Himalayalar’dan Alpler’e uzanan hat ve bu şekilde konuşuluyor.Son 100 yıldır Anadolu kara ve denizlerinde 6 ve daha fazla yıkıcı deprem olarak nitelendirilen depremlerin sayısı 226. karada, deprem sayısı 60. Ölen insan sayısı 130 bin. Maddi hasarı anlatmak ya da rakam vermek gerçekten çok zor. 100 milyarlarca Toprağa verdiğimiz canlar… Tabi bizim için ayrı bir acı kaynağı.Topraklarımızda yaşayan nüfusumuzun yüzde 66’sı 1. ve 2.derece deprem bölgelerinde yaşıyor.Özellikle bilinen fay hatları var.Birincisi Kuzey Anadolu Fay Hattı, ikincisi Doğu Anadolu Fayı. Sınır ve Ege yakasındaki depremsellik. Bu ülkede yaşarken, yaşadığımız coğrafyanın durumunu bilerek hareket etmek zorundayız. Ne yaparsak yapalım aşağıdaki hareketleri unutmadan yapmalıyız. Eğer akıllıysak sonrasında dizimizi vurmanın bir anlamı yok. İşin başında önlem alıyoruz, işleri hatasız yapıyoruz ve burada kendimizi rahat hissediyoruz. Değilse Allah korusun. Biz de bunlara üzülüyoruz. Aslında 1939 Erzincan depremi tarihte hep anlatılır, söylenir ve devam ettirilir. Sonra Niksar’da, Tosya’da, Bolu’da, Abant’ta, Gölcük’te, Marmara’da gerçekleşen bir çizgi var. Yeter ki bu sınırda durmadan ilerleyen bir gerçek, geriye doğru devam eden bu depremsellik, eğer yaptığımız her şeyi yapıyorsak, küçük de olsa bir şey yapıyorsak, işin altındaki faaliyeti bilerek adım atıyorsak. yer, emin olun, üzülmeyeceğiz. Bakın yaklaşık 6 ay önce bir sarsıntı oldu, 9 saat sonra da bir sarsıntı daha oldu. Burada 14 milyon insan etkilendi. Bu çalışmadan 18 şehrimiz doğrudan zarar gördü. Toprağa verdiğimiz canlı sayısı 50 binin üzerindedir. Lisa’nın işi kolaydır. Maddi hasarı saymıyoruz bile. 680.000 konut yıkılırken, iş yeri, depo, ahır gibi tek katlı 170.000 civarında yer de yıkıldı. Söylemesi kolay; ‘850 bin bağımsız birim yok edildi’ diyoruz, demesi bu kadar kolay. Ama 850 binlik genişlemeye baktığınızda Adıyaman, Malatya gibi 5 ve 6 şehrin yıkılması anlamına geliyor. “Bu büyük bir deprem” dedi.

‘BİR DURUM VAR’

Konuşmasında Japonya’da tanıştığı bir imamın deprem sırasında yaşadığı sıkıntıyı anlatan Özhaseki, şunları söyledi:

“Orada deprem olsa insanlar uykusuz kalır, sağa sola döner, ama deprem olunca herkes kendini pencereden atıyor, bir tuhaflık var karşımızda. Gerçek şu ki antik kentler. Yaşamış şehirler. yüzlerce yıl, binlerce yıl. Şehirlerimizin özellikle 2000’den önce yapılan statik hesapları muhtemelen daha hassastır. İnşa edilemediği için depreme maruz kaldığında başı dertte gibi görünüyor. Muhtemelen yapmış olabilir. Yoksulluktan tuhaf insanlar, küçük evler, kolay evler yaptık ama Erzincan gibi bundan sonra depreme maruz kalacak bölgelere de öyle güzel evler yapmalıyız ki, oradaki Japon vatandaşı ne kadar rahat. Deprem bölgesi evet orada hassas bir durum var, 1 milyon 900 binden fazla. Pek çok vatandaşımız evinden çıktı. En kısa sürede onları evlerine taşıyacağız. Onun dışında Erzincan, Elazığ gibi çevre illerimizin tamamında kentsel dönüşümü sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu güzel konutları yapacağız, vatandaşlarımızı buraya taşıyacağız. İmanla oturacaklar ve bizim için dua edecekler.”

TOKİ ÖRNEKTİR

Bakan Özhaseki’nin ardından kürsüye çıkan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Binali Yıldırım, Erzincan’da yeni bir hizmetin başlangıcı için bir araya geldiklerini söyledi. Deprem denince akla gelen bir kentte olduklarını vurgulayan Yıldırım, “Kahramanmaraş’ta yaşadığımız deprem, Erzincan depreminden çok daha büyük kayıplar verdiğimiz yüzyılın felaketi olarak tarihe geçti. Depremden sonra Erzincan’ın yeri iki kez değişti. Kentsel dönüşüm işini doğru biliyoruz. Çok güzel evler yaptık. Vatandaşlarımıza teslim edildi. Halkımız huzur ve güven içinde yaşıyor. Şehirler ancak içinde yaşarsa anlam kazanır. Şehirlere ruh veren orada yaşayan insanlardır.Dolayısıyla bu binaları inşa ederken dikkat etmemiz gereken en değerli şeylerden biri depreme dayanıklı, onun dışında çevreye duyarlı, 24 saat yaşanabilir yapılar inşa etmektir. TOKİ, 6 Şubat’ta yaşanan son depremde en güçlü binaları inşa ettiğini bir kez daha ortaya koydu. Bu devletimizin halkına verdiği bedelin bir ölçüsüdür. İnsanların mezar olması için değil, huzur içinde ve sonsuza kadar yaşamaları için mekanlar inşa ediyoruz. Burada yapacağınız şey size sadece genel bir sonuç vermekle kalmayacak, aynı zamanda uzun bir yaşam için manevi bir sorumluluk da getirecektir. 6 Şubat depremi öyle bir felaketti ki; Buradan 14 milyon insan doğrudan etkilendi. 110 bin kilometrekarelik alan doğrudan etkilendi. Gelişmiş ülkelerde böyle bir sarsıntı olsaydı inanın bu depremin altında kalırlardı. Bırakın depremi, ufak bir sel oluyor, haftalarca o bölgeye gidemiyorlar. Başkanımız bizimle bire bir günlük çalışmaya başladı. Depremin üzerinden aylar geçti. Her gün temeli atılıyor, her gün o binalar yükseliyor. 680.000 bağımsız bölüm ve 150 binin üzerinde işyeri. Yani bir şehir inşa etmekten bahsediyoruz. 3 trilyon liradan bahsediyoruz. Bu beklenmedik bir şeydi, hiçbirimizin öngörmediği bir şeydi. 110 milyar dolar dünyadaki 40-50 ülkenin her birinin farklı milli gelirinden fazla. Bu Türkiye’nin gücünü gösteriyor. 85 milyon seferber oldu. 2-3 ay çalıştı, yaralar iyileşti, evlerin inşaatı da sürekli devam ediyor” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu